bugün
- kocaeli de fabrikada yaşanan cinsel grup seks28
- keki kabarmayan sözlük kızı9
- anın görüntüsü13
- durduk yere tribe giren erkek9
- sözlük yazarlarına gelen son mesaj17
- akp'nin galatasaray'ı destekleme nedeni13
- 6 mayıs 2024 konyaspor fenerbahçe maçı10
- icardi19059
- bebeği gibi seven incitmeyen değer veren erkek49
- 5 mayıs 2024 galatasaray sivasspor maçı18
- nervio13
- allah ile tanrının farkı var mı8
- allah yerine hızır'dan yardım istemek8
- eksi ruyaları sözlük heyetinden istemek23
- hayatınız boyunca sizi en derinden yaralayan olay8
- iğrenç bir his tarif et29
- düşün ki o bunu okuyor14
- türkiye toplumunun ahlaksızlığa pratik zeka demesi13
- uludağ sözlüğe nasıl düştünüz15
- sözlük kızlarının saç rengi18
- galatasaray12
- bülent uygun10
- hakim ziyech11
- hayvancılık destekleneceğine neden ithalat10
- eksi ruyalar ile yakaladığımız müthiş uyum21
- 170 iq üstü sözlük yazarları veritabanı18
- şöyle hanım hanımcık öğretmen bir kız bulamamak16
- bebeği gibi seven incitmeyen değer veren kadın10
- bir türlü ısınmayan ayaklar9
- en yaşlı özelliğiniz12
- budweiser14
- kızların tipe bakmadığı gerçeği29
- bir kadın nasıl tavlanır19
- hemşire kızlar nasıl oluyor17
- diyanet işleri başkanına audi 6 tahsis edilmesi9
- çağ dışı teknolojilere özlem duymak8
- bir gavatın soyadını nick yapmak10
- mert hakan yandaş13
- nude istemeyen erkek9
- dursun özbek gibi olsam utanırım8
- sözlük kızlarına yürüyen vizyonsuz9
- sözlük yazarlarının abileri11
- erkek çocuk için isim önerileri9
- aşkta yaş farkı önemli midir10
- içip içip entry girmek8
- 170 boyunda 70 kilo erkek9
entry'ler (61)
yerleşmek istediğim ülke. diliyle, sanatıyla, yemekleriyle en azından uzun uzun gezip görmek istediğim ülkedir.
paolo nutini - candy
sam brown - stop
her laikçiyi ateist sanan kişilerin yapacağı eylem.
placebo - where is my mind.
your head will collapse
but there's nothing in it
and you'll ask yourself
where is my mind?
your head will collapse
but there's nothing in it
and you'll ask yourself
where is my mind?
kendisini yerçekimi olmayan alanda serbest bıraktıkları zaman kendi isteğiyle olmasa bile hareket edebilmenin verdiği mutlulukla yüzünde oluşan gülümseyi hiç bir zaman unutmayacağım fizikçi.
23 aralık ve 26 şubat tarihleri arasında istanbul'da sergisi varmış. gidip görmeyi çok istediğim, eserlerinin önünde dakikalarca durup bakmak istediğim sergidir.
yeni oje sürdüğü an.
stolen derim başka da bir şey demem.
atatürk'ün kurduğu türkiye cumhuriyetinde yaşamak tercihimdir.
tam guns n roses'dan dinlerken sol framede gördüğüm şarkıdır. ilginç bir tesadüf oldu.
bugün ağlayarak uyanmama sebep olan rüya şöyledir,
dersane gibi bir yere görüşmeye çağırıyorlar beni. gidiyorum, kocaman bir bina fakat beni çağırdıkları oda küçücük loş ışıklı bir oda. tam kapıdan girdiğim an odadan bir kız ve küçük kardeşi çıkıyor. orada oturan görevli kadın görüşeceğim kişinin gelmediğini başka zaman gelmemi söylüyor. o kızla aynı anda binadan çıkıyoruz, evlerimize gitmek için trene biniyoruz. konuşmaya daldığımızdan ben ineceğim yeri geçiyorum. neyse burada beraber inelim bende otobüsle dönerim diyorum. çok güzel bir caddeye giriyoruz. her taraf pembe beyaz çiçeklerle dolu. yolun iki tarafında büyük kapılı lüks evler var. birisi çok dikkatimi çekiyor, kapının dürbününden bakıyorum. tam o sırada dürbünden bakan birisinin gözünü görüyorum. bir anda korkup geri çekiliyorum. sonra arkamdaki evin kapısı açılıyor. saçları başka birisi tarafından kökünden yolunmuş, kafa derisi kanayan, elinde beyaz yastık olan birisi çıkıyor. sonra diğer evlerinde kapısı açılıyor ve aynı şekilde saçları köklerinden yolunmuş insanlar çıkıyor ellerinde beyaz yastıklarla. ben ve yanımdaki kızla küçük kardeşi koşarak kaçmaya çalışıyoruz. bir binaya giriyoruz. arkamıza bile bakmadan koşuyoruz,binanın içinde gittikçe ilerliyoruz. sonra bir kapı açılıyor yavaşça ve sessizce. yüzünde çok korkutucu bir gülümseme olan saçları yolunmuş başka bir adam çıkıyor. elinde yine beyaz bir yastık ve içi yolunmuş saçlarla dolu. çığlık atarak üzerimize koşuyor. biz kaçmaya çalıştıkça arkamızdan koşan insanlar çoğalıyor. en sonunda binanın bahçesine çıkıyoruz. upuzun taş duvarlarla çevrili fakat o korkuyla tek seferde tepesine kadar tırmanıyorum. yanımdaki kız ve kardeşi aşağıda kalıyor. ben duvarın diğer tarafına geçip onları arkamda bırakıyorum ağlayarak. çok büyük bir vicdan azabı duyuyorum bunun için. sonra bir taksi görüyorum hemen biniyorum. o anda telefonuma mesaj geliyor en yakın arkadaşımdan iyi misin diye. ne oldu diye soruyorum. başka bir arkadaşımdan bahsederek çok hastaymış durumu çok kötüymüş gidip son kez gör diyor ve bana fotoğrafını yolluyor. simisiyah bir yüz sakalları gereğinden fazla uzun gözleri anlamsız bakıyor. yine ağlamaya başlıyorum. bir an gözüm arabanın dikiz aynasına takılıyor. o anda taksici aynı binadaki korkunç gülümsemeli adama dönüşüyor ve çığlık atarak rüyadan uyanıyorum.
böyle destan gibi rüya görürüm işte.
dersane gibi bir yere görüşmeye çağırıyorlar beni. gidiyorum, kocaman bir bina fakat beni çağırdıkları oda küçücük loş ışıklı bir oda. tam kapıdan girdiğim an odadan bir kız ve küçük kardeşi çıkıyor. orada oturan görevli kadın görüşeceğim kişinin gelmediğini başka zaman gelmemi söylüyor. o kızla aynı anda binadan çıkıyoruz, evlerimize gitmek için trene biniyoruz. konuşmaya daldığımızdan ben ineceğim yeri geçiyorum. neyse burada beraber inelim bende otobüsle dönerim diyorum. çok güzel bir caddeye giriyoruz. her taraf pembe beyaz çiçeklerle dolu. yolun iki tarafında büyük kapılı lüks evler var. birisi çok dikkatimi çekiyor, kapının dürbününden bakıyorum. tam o sırada dürbünden bakan birisinin gözünü görüyorum. bir anda korkup geri çekiliyorum. sonra arkamdaki evin kapısı açılıyor. saçları başka birisi tarafından kökünden yolunmuş, kafa derisi kanayan, elinde beyaz yastık olan birisi çıkıyor. sonra diğer evlerinde kapısı açılıyor ve aynı şekilde saçları köklerinden yolunmuş insanlar çıkıyor ellerinde beyaz yastıklarla. ben ve yanımdaki kızla küçük kardeşi koşarak kaçmaya çalışıyoruz. bir binaya giriyoruz. arkamıza bile bakmadan koşuyoruz,binanın içinde gittikçe ilerliyoruz. sonra bir kapı açılıyor yavaşça ve sessizce. yüzünde çok korkutucu bir gülümseme olan saçları yolunmuş başka bir adam çıkıyor. elinde yine beyaz bir yastık ve içi yolunmuş saçlarla dolu. çığlık atarak üzerimize koşuyor. biz kaçmaya çalıştıkça arkamızdan koşan insanlar çoğalıyor. en sonunda binanın bahçesine çıkıyoruz. upuzun taş duvarlarla çevrili fakat o korkuyla tek seferde tepesine kadar tırmanıyorum. yanımdaki kız ve kardeşi aşağıda kalıyor. ben duvarın diğer tarafına geçip onları arkamda bırakıyorum ağlayarak. çok büyük bir vicdan azabı duyuyorum bunun için. sonra bir taksi görüyorum hemen biniyorum. o anda telefonuma mesaj geliyor en yakın arkadaşımdan iyi misin diye. ne oldu diye soruyorum. başka bir arkadaşımdan bahsederek çok hastaymış durumu çok kötüymüş gidip son kez gör diyor ve bana fotoğrafını yolluyor. simisiyah bir yüz sakalları gereğinden fazla uzun gözleri anlamsız bakıyor. yine ağlamaya başlıyorum. bir an gözüm arabanın dikiz aynasına takılıyor. o anda taksici aynı binadaki korkunç gülümsemeli adama dönüşüyor ve çığlık atarak rüyadan uyanıyorum.
böyle destan gibi rüya görürüm işte.
artık çocuk olmasanız bile anne ve babanın odaya gelip yanağınıza yumuşacık kondurdukları öpücüktür. bir de yavaşça üzerinizi örterler ki işte o zaman hafif bir tebessümle uykunuza devam edersiniz.
filmin karanlık yapısını, bizi geçmişe sürüklemesini, makyajdaki gerçekçiliği, oyunculukları falan bir kenara bırakırsak kesinlikle en akılda kalan şey filmin son sahnesinde çalan müziktir. o müzik tek başına bile insanın gözlerinin dolmasına neden olabilir.
http://www.youtube.com/watch?v=8t9tzCUZuWQ
http://www.youtube.com/watch?v=8t9tzCUZuWQ
Gidiyor musun böyle, aşkım, efendim, kocam, dostum?
Her gün, her saat senden haber duymalıyım,
Bir dakika içinde birçok gün vardır.
Ah, bu hesaba göre yaşlanacağım
Tekrar Romeo'ma kavuşuncaya kadar
Romeo&Juliet - W.Shakespeare
Her gün, her saat senden haber duymalıyım,
Bir dakika içinde birçok gün vardır.
Ah, bu hesaba göre yaşlanacağım
Tekrar Romeo'ma kavuşuncaya kadar
Romeo&Juliet - W.Shakespeare
şarkılarını şu an beynimde çınlatan insan. hoş ve duygulu.
(bkz: sms paketi)
pringles çakması bir cips bulunur ki orda acılısı göz açıp kapayıncaya kadar biter. pringlesa kıyasla fiyatı da uygun olduğu için sürekli yiyesi gelir insanın.
yetenek sizsinizde ki türkanın mahvettiği güzelim şarkı.